Popüler Yayınlar

5 Nisan 2013 Cuma

10 SINIF TAİH II DÖNEM I YAZILI SNAV SORULARI

1   Duraklamada ekonominin etkisini kısaca açıklayınız
2    Duraklama dönemi padişahlarını yazınız
3    XVII yüzyıl ıslahatlarının genel özelliklerini yazınız
4   II viyana Kuşatması'nın sonuçlarını yazınız
5   Karlofça Anlaşmas^'nın imzalanması ile hangi dönem başlamıştır ?

19 Ocak 2013 Cumartesi

KANUNİ DÖNEMİ SİYASİ OLAYLARI 1520-1566                                                                                   
Tahta Çıkışı: Yavuz’un hayatına bir şark çıbanı sebep olduktan sonra yerine hayattaki tek oğlu olan Kanuni geçmiştir.
Rakibi olmadığı için taht kavgalarıyla uğraşmadı

Osmanlı tahtında en uzun kalan padişahtır.
Babası Kanuni’ye askeri siyasi ve ekonomik açıdan güçlü bir devlet bırakmıştır
DÖNEMİN SİYASİ OLAYLARI

BATIDAKİ GELİŞMELER
Belgrat’ın Alınması ( 1521 )
Mohaç Meydan Muharebesi ( 1526 )
I Viyana Ku
şatması ( 1529 )
Almanya Seferi (15232 ) ve İstanbul (İbrahim Paşa )
Anlaşması (1533)
Osmanlı Fransız İlişkileri ve kapitülasyonlar (1535 )
Budin Seferi (1541 )
Zigetvar Seferi (1566 )

DOĞUDAKİ GELİŞMELER

Osmanlı İran İlişkileri ve Amasya Anlaşması ( 1555 )

DÖNEMİN İÇ İSYANLARI

A) ANADOLU’DA 1 ) Baba Zunnun isyanı 1526
- Yozgat’ta (Bozok), vergi sorununu bahane eden Baba Zunnun adında birisi tarafından çıkarılmıştır
- Safevi propagandasının da isyanda etkisi görülmüştür.
2 )Kalenderoğlu isyanı (1527 )
Tımarlarının haksız yere ellerinden alındığını iddia eden bir grup Kalenderoğlu
adında birinin etrafında toplanmış ve Karaman’da ayaklanmıştır.
B) MISIR’DA
1) Canberdi Gazali
İsyanı (1521 )
Memluk komutanlarından birisi olan Canberdi ,Yavuz ölünce Memluk Devleti’ni tekrar kurmak için ayaklanmıştır.
2) Ahmet Paşa İsyanı ( 1524 )
- Sadrazam olmayı beklerken Mısır idaresine atanan Ahmet paşa burada isyan çıkarmıştır.
XVI. YÜZYIL AVRUPASI
Kanuni’nin Avrupa’daki en önemli rakibi Habsburg hanedanl
ığı yani Şarlken idi .
Papa tarafından Kutsal Roma Germen imparatoru ilan edilen Şarlken , Akrabalık bağlarına da dayanarak Avrupa’da üstünlük kurmaya çalışıyordu.Ayrıca
Akdeniz ve Afrika kıyılarına hakim olmaya çalışmakta
ve Osmanlı’ya karşı İran ile ittifak kurma çabasındaydı
* Portekiz

, Hindistan’a ulaşmış ve müslümanların elinde bulunan Baharat Yolu üzerinden yapılan ticareti engellemeye çalışıyordu

Osmanlı - Macar İlişkileri

İlişkilerin Bozulmasında:
Akrabalık ilişkileri bulunan Habsburglara güvenen II Layoş’un Kanuni’yi tahta çıkışından dolayı tebrik etmemesi ve Osmanlı’ya vergisini ödememesi
Layoş’un kendisine gönderilen Osmanlı elçisini öldürmesi

BELGART’IN ALINMASI 1521
Kanuni’nin ilk seferidir.Orta Avrupa yolunu açmak ve Macaristan ın fethini kolaylaştırmak için Belgrat kuşatıldı ve alındı

Macarlar'dan Belgrat'ın alınmasıyla Balkanlar’dan Avrupa’ya geçişte önemli bir üs elde edilmiş oldu
Çevrede bulunan Karlofça, Salakamen ve Ösek kaleleri de ele geçirildi. Mohaç Meydan Savaşı 1526
DÜNYA TARHİNDE EN KISA SÜREDE SONUÇLANAN ( 2 SAAT ) MEYDAN SAVAŞIDIR
NEDENLERİ -


Şarlken’e esir düşen Fransa kralı Fransuva’nın annesi aracılığı ile Kanuni’den yardım istemesi
Kanuni’nin Avrupa’nın üstünlüğünü ele geçirmek istemesi
NOT : Kanuni Fransa’yı yanına alarak Avrupa hıristiyan dünyasını bölmek için Fransa’ya yardım etmiştir.
Savaş : Turan taktiğinin uygulandığı savaşı Osmanlı kazandı.Macar kralı öldü

Savaşın Sonuçları
Macaristan’ın başkenti Budin (Budapeşte) alındı.

Macaristan Osmanlı’ya bağlı bir krallık haline getirildi(Amaç Kutsal Roma İmparatorluğuna karşı bir tampon bölge oluşturmaktı)
Tahta Jan Zapolyo (Yanoş) oturtuldu.
Osmanlı , Avusturya ile komşu oldu.Osmanlı daha sonraki yıllarda Avusturya ile Macaristan yüzünden uzun yıllar süren savaşlar yapacaktır

Osmanlı-Avusturya İlişkileri

I . Viyana kuşatması ( 1529)
Sebepleri - Avusturya kralı Ferdinand’ın Yanoş’un krallığını tanımayıp Macaristan’a girmesi ve yanoş’un yardım istemesi
Gelişme : Avusturya kralı Ferdinand geri çekilmiş ve onu takip eden Kanuni Viyana’yı kuşatmış ancak alamamıştır.
Viyana : - Kış mevsiminin gelmesi, - surların sağlam olması
- asıl seferin buraya olmaması nedeniyle büyük topların getirilmemesi
gibi sebeplerden dolayı alınamamıştır

ALMANYA SEFERİ (1532)VE AVUSTURYA İLE İSTANBUL ANTLAŞMASI (1533)

Ferdinand Kanuni’ye elçi göndererek kendisinin Macar kralı olarak tanınmasını istedi ve Budin’i kuşattı.
Kanuni Şarlken’in Avrupa’daki üstünlüğüne son vermek ve Macar sorununu kesin olarak çözmek için Almanya Seferi’ne çıktı.
Ne Şarlken ne de Ferdinand Almanya içlerine kadar ilerleyen Kanuni’nin karşısına çıkamadı.
Ferdinand’ın barış istemesi ve doğuda da sorunlar çıkması nedeniyle Avusturya ile Osmanlı arasında İstanbul (İbrahim Paşa ) Antlaşması imzalandı( 1533)
Bu anlaşmaya göre
Avusturya arşidükü protokol bakımından Osmanlı sadrazamına denk sayılacak
( Osmanlı’nın Avusturya’ya siyasi üstünlüğünü kabul ettirdiğini gösterir )
Ferdinand Yanoş’un Macar krallığını tanıyacak
Avusturya Yıllık vergi ve savaş tazminatı ödeyecek
Not Osmanlı ve Avusturya arasındaki ilk anlaşmadır
Macaristan’ın Osmanlı’ya Bağlanması (1541 )
Yanoş ölünce yerine küçük yaştaki oğlu Sigismund tahta geçmiş ve bunu fırsat bilen Ferdinand Macaristan’ı işgal etmişti
Kanuni bunun üzerine Macaristan üzerine tekrar sefere çıktı
Sefer sonrasında
Macar toprakları üç kısma ayrıldı
1 Kuzey Macaristan : Avusturya’ya bırakıldı veAvusturya burası için Osmanlı’ya vergi verecekti
Orta Macaristan
: Erdel beyliği adı altında Sigismund’a verildi ve Osmanlı himayesinde olması kararlaştırıldı
Güney Macaris
tan ; Budin ( bugünkü Budapeşte ) eyaleti olarak doğrudan Osmanlı’ya bağlandı

Zigetvar Seferi ( 1566 ) Kanuni’nin son seferidir

Erdel’e saldırarak barışı bozan Avusturya üzerine tekrar sefer e çıkılmış ve kuşatma devam ederken Kanuni hayatını kaybetmiştir

Fransa’ya Verilen Kapitülasyonlar


Kanuni, Fransa kralı Fransuva’yı Şarlken’e karşı yardım istemesi üzerine Macaristan’a sefer düzenlemiş ve Fransuva’yı Şarlken’in elinden kurtarmıştır. İki devletin yakınlaşması Osmanlı Devleti’nin Fransa’ya Kapitülasyon denilen ticari ve hukuki ayrıcalıklar tanınmasıyla daha da arttı. Veriliş Nedenleri

1- Coğrafi keşifler sonucunda önemini kaybeden Akdeniz ticaretini yeniden canlandırmak,
2- Avrupa siyasi birliğini parçalamaktır.

Anlaşmaya göre

1- Her iki ülke gemileri karşılıklı olarak ticaret yapmakla serbest olacaktı. 2- Fransızların aralarındaki hukuki anlaşmazlıklara İstanbul’a gelecek olan Fransız hâkim bakacaktı. 3- Türk tüccarlar da aynı haklardan yararlanacaktı. 4- Bu antlaşma, hükümdarların hayatta kaldığı sürece geçerli olacaktı.
Sonuç Fransa’ya verilen ayrıcalıklar dönemi içinde kısmen başarılı olsa da Akdeniz ticareti istenen canlanma olmadı.

Osmanlı İran İlişkileri

Bu dönemde ilişkilerin bozulmasında
Şah Tahmasb’ın Anadolu’da şiilik propagandası yapması ve Anadolu’da bölücü faaliyetlerde bulunması
Safeviler’in Osmanlı aleyhine Venedik ve Avusturya gibi devletlerle anlaşmalar yapması
vb nedenler gösterilebilir

30 Kasım 2012 Cuma

GEÇMİŞİMİZLE GURURLU GÜNÜMÜZLE ÖVÜNÇLÜYÜZ.

Bir tarih yazılmış ki yüzyııları kapsayan...
Bu büyüklüğe gölge düşmemeli.Onur duyulacak şekilde öğretilmeli nesillere diye düşünüyorum.Bir tehlike , bir tehdit olarak algılanmadan ele alınmalı. anlatılmalı tarihimiz. Günümüzün anahtarı olacak şekilde anlatılmalı, aktarılmalı tarihimiz .
Ya yerin dibine sokacaksın ya da yere göğe sığdıramayacaksın anlayışından uzaklaşılmalı tarih yazıcılığından.
Çok hevesli olmamalıyız birilerini hain ilan etmek için ya da kahraman olarak duyurmak için nesillere...
Zaten zaman vermiyor mu hak edene hak ettği yeri...

13 Eylül 2011 Salı

TARİHTEN DERS ÇIKARABİLİYOR MUYUZ?

   Tarihten ders çıkarmalıyız, tarihimizi iyi öğrenip geçmişte yapılan hataları tekrar etmemeliyiz şeklindeki cümleleri ben duymadım diyen insan yoktur diye düşünüyorum.Gerçekten bu cümlelerle anlatılmak istenilen manaları acaba kaçımız anlıyor kaçımız gereğini yapıyoruz.
   Anlamadığımız ve gereğini yeterince yapmadığımız anlaşılıyor yaşadıklarımızdan.Neden diye sorduğunuzu duyar gibiyim.Neden mi? Geçmişimizde o kadar çok olay var ki ülke insanlarını birbirine bağlayabilecek. Hangi olaylar mı? Çok geriye gitmeyelim: Bir Çanakkale ve bir milli mücadele...Evet bu ülke insanlarının ortak amaç için ortak hareket ettikleri sadece bir kaç olay.Bu olaylardaki ruhu gören anlayan insanların bugün ülkemizde yaşanan kürt sorununda yanlış tarafta yer alması mümkün mü?Bence hayır.Elbette sorunların olduğunu düşünen insan legal platformda bunun için çalışabilmeli.Bu bambaşka bir konu.
   Hep farklılıklara dikkat çekmek yerine ortak yönlere bakmak da bu sorunların  çözümünde önemli bir noktadır.Bu ülkede yaşayan Kürt ve Türk halkın o kadar çok benzer yanları var ki...
  Bütün bunların yanında bu benzerliklerin yani ortak kültürün öğretilmesinde, olaylara karşı oluşturulan ortak tepkinin bu ülke insanına öğretilmesinde tarih eğitiminin rolü çok büyüktür.

7 Eylül 2011 Çarşamba

OSMANLI DEVLETİNDE EĞİTİM KURUMLARI


Klasik Dönemde Osmanlı Eğitim ile

 Uyumlu
-   Hoşgörülü
-Dürüst ve çalışkan
-Kendi dini esaslarını uygulayan
İnsan tipi yetiştirmeyi amaçlamıştır.

                   OSMANLI’DA  EĞİTİM ÖĞRETİM KURUMLARI


1)SARAY EĞİTİMİ

a)Enderun                     b)    Harem

2) Mesleki Eğitim

                3) Sivil (medrese ) Eğitimi

4) Askeri Eğitim
 
a) Enderun
  •   İlk olarak II Murat zamanında Edirne’de kurulmuştur
  • Fatih döneminde de sadece devşirmelere eğitim veren kurum kimliğinden çıkarılmış, mülki ve idari kadrolar yetiştiren kurum haline getirilmiştir
  • Enderun’a sanat eğitimini yerleştiren de yine fatih olmuştur. Burada devşirmelerin eğitimi koğuş da denilen ‘’oda’’larda gerçekleştirilirdi . Bu odalar :
  • 1) Büyük Oda  2) Küçük Oda   3) Doğancılar Odası 4) Seferli  Odası 5) Kiler Odası  6) Hazine Odası  7) Has Oda
  • Enderun’dan önce İç Oğlanları Galata Sarayı, Edirne kapı ve İbrahim Paşa Sarayı gibi saraylarda ön eğitimden geçerlerdi


  • Alt odalarda eğitime başlayan iç oğlanlar başarılı oldukça  üst odalara doğru yükselirlerdi
  • Burada yetişenler ÇIKMA usulüne göre Birun yada Taşrada yönetici olarak görev alırlardı
  • 1 Temmuz 1908 de kaldırılmıştır
                                                  b) Harem
    • Padişahın özel hayatının devam ettiği ve saray kadınlarının yaşadığı yerdi
    • Padişah Hünkar Dairesi’nde yaşardı
    • Burada cariyeler islam eğitiminin yanı sıra yeteneklerine göre resim, müzik.edebiyat, örgü vb konularda eğitim alırlardı
    • Saray kadınları acemi,cariye, şakirt,usta ve gedikli gibi unvanlar alırdı.En yüksek derece Hasekiliktir
    • Padişahın eşleri hanımefendi annesine de Valide Sultan denirdi
    • Padişaha eş olmayan cariyeler taşrada görevlendirilen devşirme memur ve yöneticilerle evlendirilirlerdi
                                                    2 ) Mesleki Eğitim
    •  Osmanlı’da meslekî  eğitimin, en önemli kurumu : Lonca Teşkilatıdır
    • ülkede meslekî yönden bir karışıklık olmasını önlemek için, 1727’den itibaren
    • "Gedik” usulü uygulanmaya başlanmıştır. Buna göre bir kişi çıraklık- kalfalık kademelerini geçip usta olmadıkça dükkan açamazdı
                                               3) Sivil Öğretim
               Sıbyan Mektepleri:
    • 5-10 yaşlarındaki çocuklara okuma-yazma, bazı dinî bilgiler ve basit hesap işlemlerinin verildiği ilkokullardır. Hemen her mahallede bulunduğu içinMahalle Mektepleriveya taş bina olarak inşa edildiği içinTaşmektep” de denilen bu okullar örgün eğitimin ilk basamağını oluştururlardı. Okula başlama törenle yapılırdı. Öğretim hatim indirmekle tamamlanırdı
    • Medreseler seviye itibari ile bugünün orta ve yüksek okullarına denk gelir
    •  Vakıf olduğu için öğrencilerin barınmasının yanında diğer ihtiyaçları da medreseden   sağlanıyordu.
    • Medreseler külliyenin bir parçasını teşkil ettiğinden öğrenciler hamamda   temizleniyorlar,imaret (aşevi) den yemek yiyorlar, câmii de ibadet ediyorlar ve medresede öğrenim faaliyetlerine devam ediyorlardı
    •  Osmanlı medreseleri zamanla hiyerarşik bir düzenlemeye tabi tutulmuş, hocalarına verilen maaşlara ve ihtisas alanlarına göre derecelendirilmiştir.

    Medreseler

    • müezzin,
    • imam-hatip ve vaiz gibi camii görevlilerini
    • mahalle mekteplerinin hocalarını,
    • medresenin kendi kadrosunu,
    • yargı kadrosunu
    yetiştirdiği gibi DivânHümayundaki Kazaskerler  ve  Şeyhülislâm gibi temsilcileri de hazırlıyorlardı
    Medrese programı
    1.Din ve Hukuk (Kur’an, tefsir, hadis, fıkıh, kelam…)
    2. Dil ve Edebiyat (Arap, Fars dilleri, hitabet, şiir, gramer
    …)
    3.
    Felsefe (Felsefe ve mantık
    )
    4. Temel Bilimler (Tıp, Matematik, Geometri, Astronomi, Coğrafya) idi.
    şeklinde idi

        Okutulan Dersler
    • Medrese, nakli ve akli bilimlerin öğretildiği eğitim kurumudur.
    • İslam dinine ilişkin bilimler Nakli bilimleri oluşturur. Tefsir (Kur’an-ı Kerimin açıklaması), Fıkıh (İslam hukuku), Kelam (İslam felsefesi) nakli bilimlerdendir.
    Akli bilimler ise, bir yönüyle Allah’ın varlığını ve yüceliğini kanıtlayan, diğer yönüyle dünyanın düzenini ve özünü akıl yoluyla açıklayan bilim dallarıdır. Matematik, Cebir, Tarih, Fizik, astronomi akli bilimlerdendir
                                               4 Askeri Eğitim
      Kılıçhane : Kılıç ve kesici silahların yapım işleriyle ilgili teknik okul
    Humbarahane : El bombası ve havan topları imalatı ile ilgili askeri teknik okul
    Tophane : Top döküm ve yapım ile ilgili askeri teknik okul
         vs